New York, 384 bin 500 milyonerle dünyanın en çok milyonerine ev sahipliği yaparak zirvede yer aldı. Henley & Partners ve New World Wealth ortaklığıyla hazırlanan ‘Dünyanın En Zengin Şehirleri Raporu 2025’ sonuçları açıklandı. Raporda, New York'un 818 centi-milyoner ve 66 milyarder dahil olmak üzere yüksek net servete sahip bireylerle liderliğini koruduğu belirtildi.
ABD, ilk 50 şehir sıralamasında 11 şehirle liderliğini sürdürdü. New York'u 342 bin 400 milyonerle San Francisco ve Silikon Vadisi’ni kapsayan Bay Area takip etti. Tokyo, 292 bin 300 milyonerle 3. sırada yer alırken, Singapur 242 bin 400 milyonerle 4. sırada bulunuyor.
Dünyanın en zengin şehirlerinden biri olan Londra, sıralamadaki düşüşünü sürdürüyor. 2024'te 5. sıraya gerileyen Londra, bu yıl 215 bin 700 milyonerle 6. sırada yer alıyor. Son 10 yılda yüzde 10’u aşan bir düşüş grafiğine sahip olan Londra, bu durumla dikkat çekiyor.
Moskova da son 10 yılda yüzde 25’lik düşüşle 40. sıraya gerilemiş durumda. Bu iki şehir, İlk 50 listesinde negatif büyüme gösteren şehirler olarak öne çıkıyor. Zengin sayısındaki azalma, bu şehirlerin ekonomik durumunu olumsuz etkiliyor.
Aynı rapora göre Türkiye'de 40 bin 200 milyoner, 131 centi-milyoner ve 16 milyarder bulunuyor. İstanbul ise 15 bin milyonere, 58 centi-milyonere ve 10 milyardere ev sahipliği yapıyor. Ülke genelinde tutulan toplam likit servetin yaklaşık 945 milyar dolar seviyesinde olduğu kaydedildi.
Kişi başına düşen likit servetin 11 bin 200 dolar olduğu hesaplandı. Henley & Partners Türkiye Yönetici Ortağı Burak Demirel, İstanbul'un sadece Türkiye'nin finansal merkezi değil, aynı zamanda Avrupa ile Orta Doğu arasında bir geçiş kapısı olduğunu belirtti.
Demirel, yüksek net servetli bireyler için sunduğu yaşam tarzı, yatırım fırsatları ve kültürel zenginlikleriyle İstanbul ve Bodrum'un küresel servet haritasında her geçen yıl daha görünür hale geldiğini ifade etti. Türkiye'nin yatırım yoluyla oturum programlarına yoğun ilgi olduğu vurgulandı.
Uluslararası yatırımcılar için Türkiye'nin artık sadece bir tatil destinasyonu değil, aynı zamanda güçlü bir alternatif yaşam ve varlık merkezi haline geldiği belirtildi. Bu durum, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkı sağlıyor.