CHP yönetimi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve görevden alınmasının ardından olağanüstü kurultay sürecini yönetmeye çalışıyor. 2023'te yapılan 38. Olağanüstü Kurultay'ın iptali ve kayyum atanması olasılığına karşı, CHP'nin olağanüstü kurultay kararı yargıya taşındı. Bu süreç, partinin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
CHP, 6 Nisan'da olağanüstü kurultay kararı almıştı. Bu karar, partinin içindeki belirsizlikleri gidermek amacıyla alındı. Ancak, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın da aralarında bulunduğu üç kişinin, bu kurultayın iptali için başvuru yapması, durumu daha da karmaşık hale getirdi. CHP yöneticileri, bu olasılıklara karşı 'B Planlarının hazır olduğunu' belirtiyor.
CHP'nin olağanüstü kurultay kararı, partinin içindeki tartışmaları alevlendirdi. 38. Olağan Kurultay'ın 'yok hükmünde' sayılması, Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetiminin yeniden partinin başına geçmesi anlamına gelebilir. Bu durum, partinin geleceği açısından önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Kılıçdaroğlu'na yakın bir grup, böyle bir durumda partiyi ortada bırakmayacağını savunuyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, 2023 kurultayında 'iradeleri fesata uğratılan delegelerin oyları karar yeter sayısını etkileyecek düzeye ulaşması' halinde, yapılan seçimlerin yok hükmünde olduğunu savundu. Bu durum, CHP'nin içindeki güç dengelerini değiştirebilir ve yeni bir liderlik yarışını tetikleyebilir.
CHP yönetimi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adaylığını Meclis grubunda oylama kararı aldı. İmamoğlu, parti üyelerinin katılımıyla yapılan ön seçimde bir milyon 653 bin üyenin oylarıyla partinin cumhurbaşkanı adayı ilan edilmişti. Bu oylama, CHP'nin geleceği açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
CHP'nin Meclis grubu Perşembe günü basına kapalı toplanarak İmamoğlu'nun adaylığını oylayacak. Gruptan İmamoğlu'nun aday olarak çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak, resmen adaylaşması, seçim takviminin ilan edilmesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu kararıyla mümkün olabilecek. Bu süreç, partinin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
CHP'nin olağanüstü kurultay süreci ve İmamoğlu'nun adaylığı, partinin geleceği açısından kritik bir dönemeçte bulunuyor. Kılıçdaroğlu'nun durumu ve olası liderlik değişiklikleri, partinin içindeki dinamikleri değiştirebilir. Bu süreçte, CHP'nin alacağı kararlar, Türkiye'nin siyasi atmosferini de etkileyecek.
CHP, bu belirsizlikler içinde, hem iç hem de dış politikada nasıl bir yol haritası çizeceğini belirlemek zorunda kalacak. İmamoğlu'nun adaylığı ve olağanüstü kurultay süreci, partinin geleceği açısından belirleyici bir rol oynayacak. Bu gelişmeler, CHP'nin siyasi stratejilerini ve hedeflerini yeniden şekillendirebilir.