Başak Mireli, 13 yaşında gittiği yelken kulübü sayesinde deniz tutkusunu keşfetti. 20 yıllık kariyerinden vazgeçerek Atlantik Okyanusu'nu yelkenli tekneyle tek başına geçen ilk Türk kadını oldu. Hikayesini okuyucularla paylaşıyor.
Başak Mireli, 1980 yılında İstanbul’un Kadıköy Koşuyolu’nda doğdu. Çocukluğu, sokakta özgürce koşarak ve ağaçlardan meyve toplayarak geçti. 1988 yılında kardeşi Doruk’un doğmasıyla hayatında önemli bir destekçi kazandı. Annesi beden eğitimi öğretmeni olduğu için sporla tanışması da erken yaşlarda gerçekleşti. Ancak, yelkenle tanışması 13 yaşında oldu.
Annesinin elinden tutarak Fenerbahçe Yelken Kulübü’ne götürmesi, onun hayatını değiştirdi. O gün, denizle olan bağı güçlendi. Başak, yelken tutkusunu keşfettikten sonra denizden hiç ayrı kalmadı. Üniversite yıllarında ODTÜ'de okuduğu dönemde bile denizden uzak kalmak zorunda kaldı. Ancak, mezun olduktan sonra İstanbul’a dönerek yelken yarışlarına katılmaya başladı.
Başak Mireli, yelken tutkusunu daha da derinleştirmek için 20 yıllık kariyerinden vazgeçti. 2018 yılında eşiyle birlikte teknede yaşamaya başladı. Minimal bir yaşam tarzına geçiş yaptı. Kovid-19 nedeniyle ertelediği dünya turu planları, Türkiye Turu Rekor Denemesi fikriyle birleşti. Bu süreçte, kendi kendine sorular sorarak kariyerini geride bırakmaya karar verdi.
Türkiye Turu Rekor denemesi, onun için ciddi bir hazırlık süreci gerektirdi. Hopa’dan İskenderun’a kadar olan yolculuğunda, deniz trafiği yoğun olduğu için teknede gerekli tüm elektronik sistemleri yeniledi. Ancak, akü şarj sistemindeki bir arıza nedeniyle rekor denemesini Giresun açıklarında sonlandırmak zorunda kaldı. Bu durum, ona önemli dersler verdi.
Başak Mireli, 2023 yılında 12 metrelik 'İstanbul' adlı teknesiyle Atlantik Okyanusu'na açıldı. Yolculuğu tam 24 gün sürdü. 2 bin 346 mil sonra Martinik Adası’na ulaştı. Yolda karşılaştığı zorlukları şöyle anlattı: 'Mindelo’dan ayrıldıktan sonra yola, Azorlar’dan Kanaryalar’a oradan da Yeşil Burun Adaları’na inen sert bir hava sisteminin kaba dalgalarıyla başladım.' Bu süreçte, enerji yönetimi konusunda dikkatli davranmak zorunda kaldı.
Okyanusta yaşadığı zorluklar arasında deniz yosunu sargassonun dümen palasına takılması ve sintine pompasının bozulması yer aldı. Tüm bu sorunlarla başa çıkmak için senaryolar hazırladı. Yorgunluk ve uykusuzluk, son günlerde daha da yoğunlaştı. Ancak, bu zorluklar onun için birer deneyim oldu.
Başak Mireli, Atlantik Okyanusu’nu yelkenli tekneyle tek başına geçen ilk Türk kadını olarak tarihe geçti. Bu deneyimi, doğayla uyumlu olma zorunluluğunu hatırlatan bir tecrübe olarak tanımladı. 'Bunu Türkiye’de yapan ilk kadın denizci olmanın ise bambaşka bir değeri var.' dedi. Kadın-erkek eşitliğinin henüz sağlanmadığı bir dünyada, kendi hayallerinin peşinden koşmanın önemini vurguladı.
Denizci kadınlar için ilham olmayı umduğunu belirten Başak, 'Özgür olmayı talep etmek ve toplumun endişelerine kapılmadan yola çıkmak başlı başına bir mücadele.' şeklinde konuştu. Bu süreçte, genç denizci kadınlara ilham vermek istediğini ifade etti.
Başak Mireli, Türkiye’ye döndükten sonra tekrar Türkiye Turu Rekoru denemesi yapmak istediğini açıkladı. Hedefi, 2025 yaz başında Hopa’dan start almak. Beklediği desteği bulabilirse, bu hedefe ulaşmayı planlıyor. 'Sizin aracılığınızla destek arayışımı da ifade edebildiğim için çok şanslıyım.' dedi.
Başak Mireli’nin hikayesi, deniz tutkusunun ve azminin bir örneği olarak öne çıkıyor. Yelken tutkusuyla dolu bir yaşam sürdürmek için verdiği mücadele, birçok insana ilham kaynağı olmaktadır. Gelecekteki hedefleriyle, denizciliğin sınırlarını zorlamaya devam edecektir.