Türkiye’de son dönemde en fazla tartışılan kurumların başında gelen Diyanet, hutbe çalıştayı düzenledi. Çalıştayda hutbelerin 22 milyon kişiye ulaştığı ifade edildi. Ancak Diyanet’in kurucusu Atatürk’ün isminin hutbelerde yer alması konusu gündeme gelmedi. Toplantıya akademisyenler, il ve ilçe müftüleri, vaiz ve imamlar ile iktidara yakın sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Toplantıda, toplumda tartışmalı olacak konulara girilmesinin yanlış olduğu savunuldu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Atatürk konusundaki fikirleriyle çok tartışılan bir isim oldu. Erbaş döneminde hutbelerde hiçbir zaman Atatürk ismi anılmadı.
Son olarak Atatürk ismine 2010’da eski başkanlardan Ali Bardakoğlu döneminde yer verilmişti. Ayasofya’nın yeniden cami olarak açıldığı gün kılınan Cuma namazı hutbesinde de Erbaş’ın Atatürk’e lanet okuduğu iddia edilmişti. Bu durum, toplumda büyük bir tartışma yarattı.
Erbaş, Diyanet’in resmi sitesinde yayımlanan cuma hutbesinin dışına çıkarak, “Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar” demişti. Bu sözler, Diyanet’in Atatürk ile olan ilişkisini sorgulatan bir ifade olarak değerlendirildi.
Diyanet’in düzenlediği çalıştayda, toplumda tartışmalı konulara girilmemesi gerektiği vurgulandı. Bu yaklaşım, Diyanet’in Atatürk ile ilgili tutumunu daha da belirgin hale getirdi. Çalıştayda, katılımcıların çoğu, Atatürk’ün hutbelerde yer almasının gereksiz olduğunu savundu.
Ali Erbaş, “Tüm vakıf mallarını kastettim. Vefat eden insanlara dua edilir, beddua değil” diyerek, açıklamalarını sürdürdü. Bu açıklamalar, Diyanet’in Atatürk konusundaki tutumunu pekiştirdi ve kamuoyunda tartışmalara yol açtı.