Nihayet İmralı yolu yıllar sonra da olsa açıldı. DEM Partili Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder, İmralı'ya giderek Öcalan ile görüştü. Bu ikili, Suriye'deki kanton devrimine heba edilen çözüm süreci görüşmelerinin önemli aktörleriydi. Öcalan, Buldan'ı Kraliçe Nefertiti'ye, Önder'i ise bir 'jeneratöre' benzeterek onları övüyordu. Ancak o süreçte beklenen rolü oynayamadılar. Yeniden seçilmiş olmaları ise tesadüf değil.
O günlerde 'Öcalan irademiz' diyen siyasi aktörler, çözüm sürecinin gereğini yerine getirmedi. Şimdi merak edilen, DEM Parti'den Kandil ve Avrupa'ya değişmeyen aktörlerle farklı bir sonuç elde edilip edilmeyeceğidir. Türkiye artık 2013 Türkiye'si değil. Devlet, FETÖ gibi yapılarla mücadele ederek kendisini yeniden yapılandırdı.
Devlet, kendisine tuzak kuran yapılardan kurtuldu. PKK, Türkiye sınırları içinden çekilmesi istenecek bir güç olmaktan çıktı. Irak ve Suriye sınırlarında bile hareket edemez hale geldi. Suriye'deki devrim, dengeleri değiştirdi. ABD dışında PKK'ya destek veren güçler, Esad'ın kaçmasıyla oyun dışı kaldı. Türkiye ve lideri Başkan Erdoğan, bu yeni tablonun değişmesini sağladı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 1 Ekim adımı ve 22 Ekim'deki çıkışlarıyla sürecin işaretini verdi. Bahçeli, 'Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun' diyerek önemli bir mesaj verdi. Bu çıkışlar, Suriye'deki halk devrimiyle birlikte yeni bir dönemin habercisi oldu.
Öcalan'a olan ilgi arttı ve ne diyeceği merakla bekleniyor. DEM üzerinden Kandil, Avrupa ve YPG'ye Öcalan mesajları iletiliyor. YPG'li Mazlum Abdi, üniter yapıdan yana olduklarını ve Suriye ordusuna katılacaklarını açıkladı. Bu durum, Kandil baronlarının PKK'nın Suriye'den çekileceği yönündeki açıklamalarıyla destekleniyor.
Geriye sadece Öcalan'a işin adını koymak ve 'Terörsüz Türkiye' paradigmasına katkı vermek kalıyor. Bu gelişmeler, Türkiye'nin yeni bir çözüm sürecine gireceğinin sinyallerini veriyor. Bugün DEM Parti'den bu konuda daha fazla bilgi edinilecektir.