İstanbul Silivri'de çarşamba günü yaşanan 6.2 şiddetindeki deprem, bilim dünyasını adeta ikiye böldü. Bazı uzmanlar, 'Beklenen büyük Marmara depremi'nin artık olmayacağını savunurken, diğer uzmanlar ise aksine tehlikenin yaklaştığını söylüyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir merak ve endişe yaratıyor.
TGRT Haber ekranlarında yayınlanan Taksim Meydanı programına katılan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi'nde beklenen depremin meydana geldiğini ve artık büyük deprem olmayacağını vurguladı. Üşümezsoy, 'büyük İstanbul depremi yolda' iddiasında bulunan isimlere sert tepki gösterdi.
Şener Üşümezsoy, Silivri'deki 6.2 şiddetindeki depremin son büyük sarsıntı olduğunun altını çizdi. 'Bundan sonra artık depremler sustu' ifadesiyle, Marmara Denizi'ni avucunun içi gibi bildiğini belirtti. Kuzey Anadolu fayının yanal hareket eden bir sistem olduğunu vurguladı.
Üşümezsoy, bu açıklamalarıyla birlikte, İstanbul'u büyük depremin beklediğini iddia eden uzmanları eleştirdi. 'Celal Şengör hoca değil' diyerek, bu kişilerin bilimsel geçerliliğini sorguladı. Bu tür iddiaların toplumda yanlış bir algı oluşturduğunu ifade etti.
Üşümezsoy, Celal Şengör'ün 1766'dan beri deprem olmamış iddiasını eleştirerek, 'O zaman şimdi süre doldu büyük deprem olacak' ifadesinin aşırı basitleştirme olduğunu belirtti. Bilim insanları arasında yapılan bu tür karşılaştırmaların haksızlık olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Üşümezsoy, 1999'dan sonra Marmara'da büyük bir depremin olmadığını savunarak, diğer uzmanların 2-5-10 yıl içinde deprem geleceği yönündeki tahminlerine atıfta bulundu. '2010 oldu, hani nerede depreminiz?' diyerek, bu tahminlerin geçerliliğini sorguladı.
Üşümezsoy, Marmara Denizi'ni avucunun içi gibi bildiğini ve Istıranca Dağları'nda kayaları kırarak araştırmalar yaptığını belirtti. Bu tür çalışmaların, bilimsel geçerliliği olan veriler sunduğunu ifade etti. Diğer uzmanların, sadece makaleler üzerinden değerlendirme yaptığını düşündüğünü belirtti.
Üşümezsoy, 'Beni bilimsel olarak eleştiriyorlar, ben yurt dışında kayaların kırılmasını inceledim' diyerek, bu eleştirilerin geçerliliğini sorguladı. Bu tür eleştirilerin, bilimsel bir temele dayanmadığını düşündüğünü vurguladı.