26 Eylül 2010 tarihinde Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun şüpheli ölümüyle ilgili yargılanan Can Paksoy hakkında İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2020 yılında verilen beraat kararı, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından 2023'te bozulmuştu. Yargıtay'ın 'mahkûmiyet verilmeli' yönündeki bu kararına rağmen, yerel mahkeme 2024 yılında bir kez daha direnerek Paksoy'un beraatine hükmetti. İtirazlar üzerine dosya yeniden Yargıtay 1. Ceza Dairesine geldi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Can Paksoy'un şüpheli ölümle ilgili yargılamasında önemli bir karar aldı. Daire, 'kastan öldürdü, beraat kararı hatalı' ifadesiyle, yerel mahkemenin verdiği beraat kararını bozdu. Bu karar, olayın yeniden değerlendirilmesine yol açtı. Özellikle Paksoy'un annesiyle yaptığı telefon görüşmeleri ve olay sonrası uçağa binerek İstanbul'dan ayrılması, suç şüphesini artıran unsurlar olarak değerlendirildi.
Yargıtay'ın bu kararı, yerel mahkemenin kararına karşı önemli bir adım olarak kaydedildi. Yerel mahkeme, Yargıtay'ın kararına rağmen Paksoy'un beraatine hükmetti. Bu durum, yargı sürecinin karmaşık bir hal almasına neden oldu. İtirazlar üzerine dosya yeniden Yargıtay 1. Ceza Dairesine geldi ve süreç devam ediyor.
1. Ceza Dairesi Başkanı Hüseyin Canan, karşı oy yazarak, eldeki delillerin mahkûmiyet için yeterli olmadığını savundu. Canan, ölümün intihar mı yoksa cinayet mi olduğuna dair şüphelerin giderilemediğini belirtti. Bu durum, yargı sürecinin seyrini etkileyen önemli bir unsur olarak öne çıktı.
Canan, 'her türlü şüpheden sanık yararlanır' ilkesine dayanarak beraat kararının yerinde olduğu görüşünü bildirdi. Bu karşı oy, yargı sürecinde farklı bakış açılarını ortaya koydu. Yargıtay'ın nihai kararı, Ceza Genel Kurulu tarafından verilecek ve bu süreç, kamuoyunda merakla takip ediliyor.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin verdiği karar, Can Paksoy'un yargı sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu. Yerel mahkemenin beraat kararı, Yargıtay tarafından bozuldu ve süreç yeniden değerlendiriliyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir ilgiyle takip ediliyor.
Son sözün Ceza Genel Kurulu'na ait olması, yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağı konusunda belirsizlik yaratıyor. Herkes, bu davanın nasıl sonuçlanacağını merakla bekliyor. Yargı sürecinin adaletin tecellisi açısından önemi büyük. Bu nedenle, gelişmeler dikkatle izleniyor.