24 yıl önce, 2001 yılında, bir babanın öfkesiyle başlayan hikaye, bugün Türkiye’nin Merkez Bankası başkanlığına kadar uzandı. Eğitimdeki liyakat sorununu gündeme getiren bu olay, zamanla daha da derinleşti. Genç kız, yıllar sonra başarılı bir kariyere sahip oldu ama hikayesi, Türkiye’nin torpil sorununu gözler önüne serdi.
2001 yılında, bir baba gazeteye telefon etti. Kızının Boğaziçi Üniversitesi’nden onur derecesiyle mezun olduğunu ama staj yeri bulamadığını anlattı. “Torpil Türkiye’nin utancıdır” diyerek, eğitimdeki adaletsizliği dile getirdi. Kızının başarısının, torpil yüzünden göz ardı edildiğini vurguladı. Bu durum, eğitim sistemindeki liyakat sorununu açığa çıkardı.
Genç kız, ABD’ye gitmeden önce yaşadıklarını gazeteye aktarmak istedi. “Türkiye’de hayal kırıklığına uğradım, devlet bana sahip çıkmadı” diyerek, yaşadığı zorlukları paylaştı. “Bedava staj başvurumu bile reddettiler” diyerek, kendi ülkesindeki kayırmacılığı eleştirdi. Bu durum, toplumda geniş yankı buldu.
Hikaye, genç kızın ABD’deki başarılarıyla devam etti. Princeton’da doktorasını tamamladıktan sonra, Goldman Sachs’ta çalışmaya başladı. “Bir gün mutlaka geri döneceğim” diyerek, Türkiye’ye dönme arzusunu dile getirdi. Ancak, geri döndüğünde Merkez Bankası başkanı oldu. Bu durum, hikayenin mutlu sonla bittiği izlenimini yarattı.
Ancak, Merkez Bankası başkanlığı süreci, beklenmedik olaylarla doluydu. “İtibar suikastına uğradım” diyerek istifa etmek zorunda kaldı. Bu durum, 24 yıl önceki hikayenin bir başka boyutunu ortaya koydu. Kızın, eğitimdeki liyakat sorununu dile getiren babasıyla aynı öfkeyi taşıdığı anlaşıldı.
Geçen hafta, Ankara kulislerinde genç kızın ismi yeniden fısıldanmaya başlandı. ABD’nin yeni büyükelçisi Tom Barrack ile olan bağlantıları, dikkat çekti. “Yatırım ve finans ofisi” kurulmasıyla birlikte, genç kızın tekrar gündeme gelmesi, Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.
Hırslı baba-kızın, Merkez Bankası’nın değil, ekonominin başına geçeceği konuşulmaya başlandı. Bu durum, Türkiye’deki liyakat sorununu bir kez daha gözler önüne serdi. 24 yıl önceki torpil haberi, bugün yeni bir boyut kazanmıştı.
Hayatın ne kadar ilginç olduğunu gösteren bu hikaye, Türkiye’deki liyakat sorununu bir kez daha gündeme taşıdı. 24 yıl önceki olaylar, günümüzdeki gelişmelerle birleşerek, aynı temayı tekrar ortaya koydu. Eğitimdeki kayırmacılık, hala devam etmekteydi.
Sonuç olarak, bu hikaye, Türkiye’nin torpil sorununu ve liyakat eksikliğini gözler önüne serdi. Geçmişte yaşananlar, bugün de etkisini sürdürmekteydi. Bu durum, toplumun dikkatini çekmeye devam edecektir.